İbretlik dini hikayeler, İslam dini, bir rehberlik kaynağı olarak kabul edilir ve Müslümanlar için birçok öğüt ve ibret dolu hikaye içerir. ibretlik dini hikayeler , dini öğretileri, ahlaki değerleri ve insanların hayatlarındaki çeşitli durumlarla ilgili önemli öğretileri aktarmak amacıyla kullanılır. Hoşgörü Hikayesi : Bir zamanlar bir köyde farklı inançlara sahip insanlar yaşıyordu. Bir gün koyun bir ucundan biri, Allah’ın gerçek dinin sadece kendi inancı olduğunu iddia ederek bağırmaya başladı. Dİğer insanlar ona katılmadı, amçak tartışmaktan da yoruldular. Sonunda koyun yaşlı bilge biri insanları topladı ve onlara bir hikaye anlattı. Hikayede, bir grup bir insanın karanlık bir mağarada doğduğu ve dış dünyayı asla görmediği anlatılıyordu. Sonra bir gün mağaranın dışına çıktılar ve güneşin ışığını gördüler. Her biri güneşin etrafında farklı bir açıdan duruyordu, bu yüzden her biri güneşin farklı şekillerde tarif etti. İbretlik dini hikaye de, Bilge kişi her birinin güneşi farklı şekillerde anlatmasının normal olduğunu ve her birinin kendi bakış açılarına göre doğru olduğunu söyledi. İnsanlar bu hikayeyi dinledikten sonra herkesin kendi inancıyla barış içinde yaşaması gerektiğini anladılar.
İbrelik Dini bir hikayede, Bir zamanlar, zengin ve cömert bir adam köyde yaşarmış, insanlara yardım etmeyi, ihtiyaç sahiplerine destek olmayı çok severmiş. Herkes onun ne kadar cömert olduğunu bilirmiş ve köydeki birçok insanın hayatına dokunmuştu. Ancak zamanla, bu adamın zenginliği azalmış ve neredeyse hiç birşeyi kalmamış.Bir gün evine gelen bir dilenciyle karşılaşmış ve içindeki son parayı ona vermiş. Dilenci, minnettarlıkla teşekkür etmiş ve yola devam etmiş. Bir süre sonra , adamın hayatı daha da zorlaşmış ve tam bir yoksulluk içine düşmüş. Evindeki yiyecekler tükenmiş, borçları artmış ve çaresiz hissetmeye başlamış.İbretlik dini hikayede ihtiyaç içinde olan adam, dilencinin geri dönmesini umutla beklemiş. Ve gerçektende dilenci geri gelmiş. Bu sefer zengin bir kiayefet gitmiş ve aslında bir peri olduğunu söylemiş. Peri, ona şunları söylemiş ” Ben dilenci kılığında sana yardım etmeye geldim. Senin cömertliğin ve yardımların için sana bir armağan vermek istiyorum.” Peri, adamın evini büyük bir servetle doldurmuş ve ona her türlü ihtiyacını karşılayacak bir hayat sunmuş. Ardından şöyle demiş : ” Bu deneyimle, gerçek cömertliğin ne olduğunu öğrenmiş oldun. Mülklerini kaybettin, ama yinede başkalarına yadım etmekten vazgeçmedin. Bu nedenle sana bu büyük armağanı veriyorum.” Adam bu olaydan sonra hayatı boyunca cömertliğin gerçek anlamını ve başkalarına yardım etmenin değerini anlamış. Artık sadece maddi zenginlik değil, içsel zenginlik de önemli olduğunu kavramıştı.
Birgün bir adam yolda yürürken, bir kutu içinde çaresizce miyavlayan bir kedinin sesini duydu. Kutunun içinde bir yavru kedi vardı ve açıkça yardıma ihtiyacı vardı. Adam hemen kedinin yanına gidip ona yiyecek verdi ve sonra veterinerin yolunu sordu. Kedinin sağlığına kavuşmasına yardımcı oldu ve onu sahiplenmeye karar verdi. Yıllar sonra adamın evinde bir yangın çıktı ve evi tamamen yanmaya başladı. İtfaiye ekipleri yangını dondurmak için geldiğinde, yandaki evlerden biriyle bağlantılıydı. Adam ve komşusu evlerini kaybettiler, ancak komşusunun hayatta kalmasına yardımcı olmak için komşusuna yardım ettiğinden beri bir köpeği vardı. Yardımseverlik gösterdiği için komşusu ona kapılarını açtı ve ona bir süreliğine evini paylaşma teklifinde bulundu. Bu olay, yardımlaşmanın nasıl karşılıklı bir ilişki yaratabileceğini ve iyi birdavranışın geri dönebileceğini gösteriyorBu hikaye, cömertliğin ve yardımseverliğin insanın kendi hayatına da pozitif etkileri olduğunu anlatır. Ne zaman birisine yardım ettiğimizde, aslında kendi ruhumuzu da besleriz ve gerçek zenginliği yakalayabiliriz.